Ülkeler,
bölgeler, şehirler, köyler, iklimler, mevsimler, halklar, diller,
,inançlar, giyimler, müzikler, oyunlar, kutlamalar, yemekler, sanatlar, mimariler gibi, toplulukların içinde oluşan kültürel birikimler, ülkelerin
milli kültürlerini oluştururlar.
BİR MİLLETİ MİLLET YAPAN, MİLLİ KÜLTÜRDÜR.
Zaman
içinde ihtiyaçlar, gelenek göreneklerle şekillenerek, kültürlerin ayrılmaz bir
parçası haline gelmiştir ancak varlığından bile haberdar olmadığımız birçok
kültür, meşhur olduğu halde yaşatılamadığı ve kuşaklar arası taşınamadığı için, yok
olup gitmiştir.
Dünya
haritasını önünüze alın ve biraz inceleyin;
Dünyada
en verimli yer, topraktır. Taşı toprağıysa altındır.
Bir avuç toprak, milyonlarca yıl da, çeşitli karışımdan
oluşmaktadır.
Bu
toprakların çalışkan insanları, geçmişte birçok şeyi öğrenmek için çok büyük
zorluklar çektiler.
Birçok şey denediler.
Kültürel
farklılıklar binlerce kez değişerek, bize kadar geldiler.
GELENEK GÖRENEK DEMEK, BİR EMANETİ BAŞKA BİRİSİNE,
DOĞRU TESLİM ETMEKTİR.
Eğer yöresel gelenek, gelecek kuşaklara doğru teslim edilemiyorsa, keşfedilen kişi tarafından yanlış geliştirebilir ve kültür kendi başına keşfedilmeyle yenilik gibi görülse de, değerini kaybedebilir.
Düşündüren gerçekse, yenilikçi düşünceler ham
maddeleri övdükçe, geleneksellik, yabancı kültürle yer değiştirmektedir.
Yöresel Kültür Sokağı; Kültürümüzün giyim kuşamlarını, kaplarını, kaşıklarını, araç ve
gereçlerini, halk oyunlarını, türkülerini, sanatını, iklimsel ve mevsimsel
yöresel yemeklerini, yaşatma ve kültürleri birbirleriyle,tanıştırma daha sonra da pazara hazırlama çalışmasıdır.
Kurulduğu her şehirde hem yöreyi kalkındıracak, hemde tüketiciyle
buluştuğunda, tepeden tırnağa kadar kültür çeşitliliğiyle göz kamaştıracaktır.
Yeme içme kültürü yöresellik ve sağlık içerdiğinde, verdiği
mutluluk hazzından dolayı düşünceler güzelleşecek, hastaneler ve hapishaneler olmayacaktır.
Gelenek,
görenekler yörede yetişen besinlerle,
yöre halkı tarafından devam ettirilip sahip çıkıldığı takdirde, sembol haline
gelebilir çünkü yemek her insan için en önemli gereksinim hemde meslektir.
FRANSIZCA'da,
GASTRONOM - GASTRONOME - GASRONOMİE ;
Damak
zevki olan,
Ağzının
tadını iyi bilen,
İyi
yemekten anlayan,
Yemeği
iyi yeme merakı,
Sağlığa
uygun iyi düzenlenmiş hoş ve lezzetli mutfak,
Yemek
düzeni ve sistemi demektir.
Fakir
ise; BULDUĞUNU YİYENDİR ♥ ♥
Yemek
ne kadar iyi yenirse, o kadar seçilmeyi öğretiyor yani damakta bir tat
bırakıyor. İşte o tat o yemeğin peşinden insanları sürüklüyor ve özlem
oluşturuyor. Eğer bu lezzet kaliteyi aktarıyorsa, herkesin sofrasında yer
buluyor ve yöre, reklama gerek kalmadan kalkınıyor.
Bu
yüzden yöreye has GASTRONOMİK KiMLiK, oldukça önem arz ediyor.
İşte bu durumda, Van yöresine ait otlu peynirini koruma altına almak demek, yöresel kimliğin ve lezzetin korunmasıdır. Yani menşesi bellidir. COĞRAFİ SINIRLARI BELİRLENMİŞ YÖREDE ÜRETİLMESİ GEREKİR.
Tüketicinin beyni, geleneksel olarak
yapılan gerçek Van otlu peynirini yediğinde, yöreyi görmese de, o yere gitmese
de, o bölgeyi hissediyor.
Besin kültür olarak damağında tat bırakarak, akılda kalıyor.
Yıldızlar birçok alanda ve ülkede kullanılmaktadır.
Hayallere demir attık.
Deniz Kakanaş
mail; yoreselkultursokagi@gmail.com
www.toplumgelistirme.com ... ♥
Yöresel Kültür Sokağı; Ulusal Değer Yumağı..AKADEMİ YOLUNDA
Buna örnek, VAN OTLU PEYNİRİDİR.
Van otlu peyniri, Doğu ve Güneydoğu İllerinde yapılan, eşsiz lezzette bir peynirdir. Bahar aylarında toplanan Sirmo otu yani yabani sarımsağın, peynir altı sularıyla salamurası kurulur.
Yöredeki özgür otlayan ve büyük çoğunluğu keçiden oluşan hayvanlardan elde edilen sütle, önce peynir yapılır. Daha sonra peynir, sirmo otu salamurasıyla karıştırarak baskıda bırakılır. Otlu peynir bir müddet tuzlu suda salamurada olgunlaştırıldıktan sonra, büyük bidonlara veya küplere basılır ve ağzı iğde yapraklarıyla kapatılan otlu peynir,küpleri, karanlık bir ortamda, tezeğin külüyle hazırlanmış toprağa, ters çevrilerek gömülür. En az 6 ay kadar toprakta olgunlaşan otlu peynir, arzu edilen zamanda çıkarılır.
Bu kadar yöresel şartları taşıyan Van Otlu peyniri, kendisini peynirci zanneden bazı peynir işletmeleri tarafından yöresinden alınan sirmo samurasıyla fabrikasyon şekilde yapılmaktadır. Gerçek lezzetini bozdukları gibi, gelenekselliği de yok etmektedirler.
BİR ÜRÜNÜN MUTLAKA BİR MENŞE ADI OLMALIDIR.
Van otlu peyniri sadece Van veya yakın yörelerde yani kendi coğrafyasında, geleneksel usulde yapılmalıdır. Farklı sistem uygulaması kültüre büyük bir darbe vurduğu gibi, köylerde halen geleneksel olarak üretilen peynire ve peynircilere de can çekiştirmektedir.
Bir ürün nereye ait, nereden gelmiş, nerede yapılmış, kim yapmış, kime hitap ediyor, kimler nasıl ve ne kadar tüketmeli, meslek olarak bu işi yapmak isteyenler nasıl bir yol izlemeli, gerçek otlu peyniri almak için kime güvenmeli, kimden alınmalı, bilinmelidir.
Üretici ve tüketici kalitesindeki kültürel kaynaşma, dünya sektöründe gıdanın yerini belirleyecek, en sağlıklı yoldur.
Öğrenmenin, öğretmenin gelişerek fark yaratmanın, uluslararası arenalarda yer bulmanın, kültürümüzü yurt içinde ve dışında tanıtmanın, insan sağlığına köprü olmanın ve yıldızlarla parlamanın başka yolu yoktur.
Karanlık gökyüzünden ışıldayarak parlayan yıldızlar, kullanıldığı her yere, değer getirmiştir.
Öyle bir anlamlı hale gelmiş ki yıldız, verilebilir ve alınabilir olmuştur.
Her yıldızın farklı bir anlamı vardır.
Yöresel Kültür Sokağı logosundaki 8 köşeli yıldızın anlamı;
İnançlı olmak, Güçsüzler için savaş, Cesaret, Dürüstlük, Cömertlik, Azim, Kahramanlık, Sadakat gibi değerleri, betimler.
Ayrıca diğer önemli 8 ilke ise,
Sabır, Şükür, Sadakat, Merhamet, Doğruluk, Sır tutmak, Acizliğini bilmek, Cömertliktir.
Bir yıldız gibi parlamak, kültürümüzü yaşayarak tanıtmak Türkiyemizin hakkıdır.
Üzerinde çalıştık.
Hayırlısı...
KÜLTÜRDE DEVRİM, insan severlikten…
Hep beraber kazanalım; hem sağlığımızı, hem paramızı...
EĞER BİR DEĞERİNİZ VARSA BİZE ULAŞIN...
Yazar: Toplum Geliştirme Akademisi
Yöresel Kültür Sokağı, Ulusal Değer Yumağı